NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
حَنْبَلٍ
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ بَكْرٍ
حَدَّثَنَا ابْنُ
جُرَيْجٍ
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ الْمُنْكَدِرِ
عَنْ أَنَسٍ
قَالَ صَلَّى
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
الظُّهْرَ
بِالْمَدِينَةِ
أَرْبَعًا
وَصَلَّى
الْعَصْرَ
بِذِي
الْحُلَيْفَةِ
رَكْعَتَيْنِ
ثُمَّ بَاتَ
بِذِي الْحُلَيْفَةِ
حَتَّى
أَصْبَحَ
فَلَمَّا
رَكِبَ
رَاحِلَتَهُ
وَاسْتَوَتْ
بِهِ أَهَلَّ
Enes (r.a.) den; demiştir
ki:
Resûlullah (s.a.v.)
öğleyi Medine'de dört (rekât) olarak kıldı, ikindiyi de iki (rekât) olarak
Zülhu-leyfe'de kıldı. Sonra geceyi Zülhuleyfe'de geçirdi. Nihayet sabah olunca
hayvanına bindi. Kendisini, hayvan kaldırınca yüksek sesle telbiye getirdi.
İzah:
Buhâri, hac; Nesâî,
menâsik
Resûl-i Ekrem (s.a.v.)
hac için yola çıkmadan önce öğle namazını mukîm olarak, Medine'de dört rekât
kılmıştır. İkindi namazını ise, Zülhuleyfe'de seferî olduğu için iki rekât
olarak kılmıştır. O gün geceyi Zülhuleyfe'de geçirmiş ertesi günü yine orada
kurbanlık develerinin hörgliçlerinin sol taraflarını çizerek işaretlemiş ve
çıkan kanları eliyle sildikten sonra boyunlarına birer çift nalın takmış ve Beyt-i
Şerife hareket etmek üzere devesine binmiştir. 1770 numaralı hadis-i şerifin
şerhinde de açıkladığımız gibi namazdan sonra ihrama girmiş, ayrıca hem
devesine binince nemde devesi kendisini Beydâ tepesine çıkardıktan sonra yüksek
sesle telbiye getirmiştir. Bu hadisin elrHasen tarikiyle gelen rivayeti
"Resûhıllah (s.a.v.) Beydâ'da öğle namazını kıldıktan sonra umre ve hac
için ihrama girdi, daha sonra da bineğine binerek Beydâ dağına
tırmandı."[Nesaî, menâsîk] şeklindedir.
Metinde geçen
"ehelle" kelimesi hac veya umre için ihrama girmek anlamına geldiği
gibi yüksek sesle telbiye getirmek anlamına da gelmektedir.